Bu sonbahar en çok hakkında konuşulan filmlerden birinin başrollerinde oynamak,Taylor ve Edi'yi kült fenomenler haline getirdi bile.İkisi de bu sezonun başarılı aktörlerinden ve onlarla konuşmak çok eğlenceli.
Taylor,filmde Edward'ın gerçekte ne olduğunu Bella'ya anlatan,15 yaşındaki Jacob Black'i canlandırıyor.Taylor,2001'de oyunculuğu başladığından beri binlerce prodüksiyonda yer aldı.
Edi,insan kanını ziyafet olarak gören vampir Laurent'ı canlandırıyor.2006 yılında Crank adlı filmde Haitili bir taksi şoförünü canlandırmak üzere seçildiğinde oyunculuğa başlamış."Death Sentence" ve "Gone Baby Gone" gibi filmlerle yoluna devam etmiş.
Yönetmen Catherine Hardwicke,ergen bir kız ve karşıkonulmaz,gizemli bir vampirin arasındaki tutkulu ve alışılmışın dışındaki romantizmi,dünyada fenomen haline gelmiş Alacakaranlığı beyaz perdeye taşıyor.Doğal olmayan ısırıklar taşıyan,bol aksiyonlu ve maceralı bir post-modern Romeo ve Juliet bu.Film,dünya çapında milyonlarca satan kitabı baz alıyor.
S:Siz ikiniz için filmin en hafızanızda kalıcı kısmı hangisiydi?
Taylor:Benim için kumsal sahnesiydi.Normalde bizim için seçilmiş kıyafetler kot pantalon ve tişörtlerdi çünkü bunun sahilde benim müstakbel kız arkadaşımla yaptığım normal bir yürüyüştü.Böylece filmi çekmeye,sulusepken hatta dolu yağan,saatte 40 km ile esen bir rüzgar,iliklerimize işleyen dondurucu soğukluktaki Cannon Sahiline gittik.Sonunda birkaç çift çorap,üç çift kot pantalon ve battaniyeler giydik.Bu çekimden sonra çadıra girip kendimizi sıcak çikolata içerek ısıtmaya çalışarak bir sonraki çekime hazırlandık.
Edi:Süt çocukları gibi görünüyorduk.
Taylor:O sahne Cannon Sahili'nde çekildi ama filmin çoğu Portland'da çekildi.
S:Edi,senin unutamadığın an?
Edi:Kendi rolümü anladığım an.Çok heyecanlanmıştım çünkü düşünmüştüm ki,3 kitap olduğuna göre 3 film olur.Çekimlerin ilk gününde tüm ekip olarak akşam yemeğine gittik ve hayatımın en peynirli,en başarısızca hazırladığım tostunu yedim."Bence şu an hepimiz çook büyük bir yerin zemin katında olduğumuzun farkında olmalıyız" gibisinden bir şey dedim.Kimse benim ne dediğimi umursamadı,bende bu yüzden çok da büyük bir şey olmadığını düşündüm.İşte o şey,şimdi Twilight haline geldi.
Taylor:Tespitlerin doğruydu.
Edi:Evet!Bu en iyi hatırladığım anım çünkü ekipteki herkesi ilk günden çok şevkli olmaya zorlamıştım.
S:Twilight'daki karakterlerinizden bahseder misiniz?
Taylor:Ben vampir değilim.Sadece bir çocuğum.Canlandırdığım karakter Bella'yla iyi arkadaş olan Jacob Black.Çocukken iyi arkadaşlarmış,sonra Bella Phoenix'e taşınmış ama Twilight'da Forks'a biraz büyümüş olarak dönüyor.Jacob ona aşık.Aslında küçük,şirin,sevimli Edward'ın vampir olduğunu Bella'nın aklına ilk kez tohum halinde eken o.Onun gerçek adı kurtadam Jacob Black.
Edi:Ben Laurent adındaki bir vampiri canlandırıyorum.Sanırım onları kötü vampirler olarak adlandırıyorlar.Bu kelimeyi kullanmıyorum çünkü o da bir vampir.Hayatta kalmak için insanları öldürüyor.Bu kötü bir şey değil.Vampirler zaten bunu yapar!Cullen'lar vejetaryenler ve bu konuda deneyimleri daha fazla ama ben aslında onları,fazla iyi etki yaratmayacak 2 vampirle yolculuk yaptığım konusunda uyarıyorum.Laurent bir vampir ancak duyarlı.
Taylor:Ben sana kötü vampir değil de iyi vampir demeyi tercih ederdim.
S:Edi ve Taylor,karakterinize nasıl hazırlandınız?Vampirler hakkında birşeyler okudunuz mu,ya da korku filmlerindeki örnekleri izlediniz mi?
Edi:Evet karaktere hazırlanmak için bir vampir koçum vardı.Biraz yarasayı andırıyordu xD
Hayır,Stephenie Meyer bu dünyayı sanki gerçekten vampirler varmışçasına kurmakta harika bir iş çıkarmış.Üzerinde düşündüğüm şeylerden birkaçı;vampirlerin biryerlerinin kanamadığı,yemek yemedikleri,uyumadıkları ve sonsuza dek yaşadıklarıydı.Yani düşündüğünüzde,vampirlerin göz kırpmaya ihtiyaçları yok.İnsanların yaptıkları gibi yapıyorlar herşeyi dışarıda.Cullenlar gibi;İnsanlar gibi çalışıyorlar ve bu onlar için zor.Yani,oynadığım geleneksel vampirden yola çıkarsak,o çok zahmetsizdi benim için.
Taylor:Benim karakterimin ilgi alanı mekanik ama benimki futbol olurdu.Tüm hayatımda futbol oynadım ve geçen sene bırakmak zorunda kaldım çünkü çok fazla antremanı kaçırıyordum ve benim için zorlaşmıştı.Şimdi liselerdeki futbol maçlarını izlemek biraz üzüntü veriyor.Savunmada çok iyi bir oyuncuydum.
S:Eğer bir vampir gibi sonsuza dek yaşasaydınız,bu nasıl olurdu?
Edi:Eğer sonsuza dek yaiasaydım,partiler için yaşardım xD Hayır,gerçekten.Bir vampirin hayatı çok sıkıcı olmalı.Etrafınızda sevdiğiniz herkes ölüyor.Herkes sizin ayakta olduğunuz her zaman uyuyor.Sanırım ben kendimi eğitmek ve öğrenmesi zaman alan şeyler için yaşardım.Sonsuza dek her şeyi öğrenebilirdim.Bir dişçi,doktor,bilimadamı olabilirdim.Çünkü bunları yapmak için bir ömür vaktim var.
S:Film sırasında yaşanan herhangi bir olay var mı?
Edi:Evet,şeytanlık yapan hep ben oluyordum çünkü ekibin moralini yüksek tutmayı seviyorum.Bazen ekiptekilerin otel odalarını arayıp başkalarıymış gibi konuşuyordum.Bir kere Jackson'ı aradım ve manyak bir hayran gibi konuşup onu korkuttum.Bir keresinde de onu arayıp,onu aramak için saatimi 3'e kurduğumu söylemiştim,halbuki daha geceyarısıydı.O da "Sadece üç saatlik uyku uyudum" dedi.Onu arama sebebimin,Katherine'in onun saçını beğenmemesi olduğunu söyledim.Saçını eski rengine boyatması gerektiğini de söyledim.Sonra ona "hatta kalmasını,az sonra arayacağımı" söyledim.Beş dakika sonra aradım çünkü işin çok uzadığını,başımın belaya gireceğini düşünüyordum.Ona "ben Edi'yim dostum" dedim."AH HAYIR!Az önce menajerimi aradım ve ona saçımı eski rengine boyatacağımı söyledim.O da bu işe sevindiğini çünkü bu halininin iğrenç olduğunu söyledi!Senin yüzünden!" dedi bana xD xD Sonra menajerini tekrar arayıp benim ona şaka yaptığımı söyleyince menajeri "Çok da kötü değil saçların,gerçekten" demişler.Yağcılar xD
S:Kimle aynı filmde oynamak isterdiniz?
Taylor:Sanırım bu Jessica Alba olurdu böylece onunla tanışabilirdim.Ayrıca Matt Damor ya da Mark Wahlberg.Bunlar takip ettiğim karakterler çünkü aksiyon ve dramayı seviyorum.Ben sadece 16'yım.
Edi:Sanırım bu David Lewis olurdu.Kesinlikle saygı duyduğum birisi.
S:Filmden önce kitabı okumuş muydunuz?Ve film kitabı yakından mı takip etti?
Edi:Sanırım film kitaptaki zevki uyandırabilecek gibi.500 sayfalık bir kitabı alıp 100 sayfalık senaryo,2 saatlik film haline getirince elbette zorluklar yaşanacaktır.Uyum olayını hızlıya alacaksınız.Çünkü uyum olmadan film olmaz.Danışman olarak yanımızda Stephenie Meyer vardı ve o yarattıklarının çoğunun doğru uygulandığından emin.Ve bu kazandığımız anlamına geliyor.Uyarlama konusunda en iyiyi yaptıklarını düşünüyorum.Hayata kazandırılmış karakterleri izliyorsunuz,kitap okumuyorsunuz.
Taylor:Bence kitabı sevdiyseniz filmi de seveceksinizdir.Kitaplar çok başarılı ve fanlar bayağı gırır duyacaklardır.Ben kitapları okudum.Ajansım seçmelere katılacağımı söylemeden önce adını bile duymamıştım ama ekibe alınır alınmaz kendimi ne tür birşeyin içine attığımı araştırdım.
Edi:Bende okumamıştım ama seçmelerde Catherine ile tanıştım ve onunla çalışmak isteyebileceğimi düşündüm;iyi anlaşmıştık.Sonra karakterim beni endişelendirmeye başladığında bende kitapları okudum ve "Twi-guy" haline geldim xD
S:Twilight oyunculuk kariyerinizi nasıl etkiledi?Sizi değiştirdi mi?
Edi:Oyunculuktan bıkacağımı zannetmiyorum.İkinci filmde de olacağım ama daha başlarda karakterim 18 kurtadam tarafından öldürülüyor.Bu yüzden hayranlarımın beni diğer işlerde görmek istemeyeceğinden çok korkuyorum.Twilight'dan önce işler yaptım ve umarım Twilight'dan sonra da işler yaparım.Umarım bu beni,izleyicileri,destekçilerimi olgunlaştırır.Şimdiye kadarki en iyi hayranlarım şu ankiler.
Taylor:İnsanlar Twilight'ı hep ergen bir kızla ilgili kitap olarak görüyor ama öyle değil. Sizin de dediğiniz gibi hayranlarımız bizi çok iyi destekliyorlar.Onlardan daha iyisi olduğunu sanmıyorum.
Edi:Twilight liderlerinin yaptıkları harika bir şey.Yaptığımız diğer filmleri de insanlara gösteriyorlar ve Twilight fanları da destekliyor bunu.
S:Karakterinizin,sizinle benzerlikleri olduğunu düşünüyor musunuz?
Edi:Sanırım bana hangi karakteri verirseniz verin,ortak bir yön bulurum.Ben,bu işin içten geldiğine inanıyorum.Eğer özünüzde iyi bir insansanız,kötü karakterlerde kariyer sağlayamazsınız.Ama sanırım bizler her işe yatkınız.Bu yüzden bir yere gidip birilerinin kanlarını içebilirim xD
Taylor:Ben daha çok Jacob'ın insan tarafına benziyorum.İnsaları gerçekten çok seviyorum.Arkadaşcanlısı olmayı da seviyorum.Ama aynı zamanda Jacob'ın kurtadam kısmını da seviyorum çünkü bir aktör olarak beni zorluyor.Çünkü insan hali kurtadam halinin zıttı.Bir baktığımda dünyadaki en iyi adam,sonra kurtadama dönüşüyor ve Bella "vay canına ne oldu sana böyle" diyor.
S:Filmle yada geleceğinizle ilgili son yorumlarınızı alalım.
Taylor:Film harika ve sadece romantik değil.Zaten vampirler var ve daha fazlası da var.Çok tehlikeli.Ölüm-kalım meselesi gibi.Filmin ikinci yarısı tamamen aksiyon.Bence dehşet bir film oldu xD
Edi:Şu an herkesin kitabı okuduğunu ya da okumakta olduğunu varsayarak söylüyorum ki;karakterkerin uyumu mükemmel.
Taylor:Ve çekerken çok eğlendik.Ekip harika,Hava şartları fazla iyi olmasa da çok eğlenceliydi.
Edi:Umarım bu,sonradan da iyi işler yapmam için bana tonlarca hayran kazandırır.Çünkü ben bir vampirim ve kan konusunda harika damak zevkim vardır!
Konu: Röportajlar 
Cuma Eyl. 18, 2009 6:11 pm
